25 Nisan 2011 Pazartesi

Adının yanına adımı ekleyerek

Detaylarda sakladığın her şeyi açığa çıkarmak istemek, delicesine
Öyle satır araları falan değil, karşındakini zeki sanarak serpiştirdiğin ufak kırıntılar var ya hani senin söylemekten çekindiğin onun anlamasını beklediğin. İşte onları açığa çıkarmak.

Offff ne sıkıcıdır her saniyesi, kelime kelime arkalara gizlemek gerçek ifadeyi. Hâlbuki söyle gitsin. Söyle bitsin. Yorgunluk verici düşünmesi, acaba anladı mı? Sonra da bitmez dehlizler zihninde, bir yargı diğerine gebe. Sonuç, son yok. Düşün. Düşün.

Anladı ama o da aynı şeyleri hissetmediği için anlamazlığa geldi. Anladı ama anladığına inanamadı. Anladı nasıl cevap vereceğini kestiremedi. Seni kırmak istemedi. Nasıl desin ki ben aynı şekilde hissetmiyorum sana karşı diye. Nasıl itiraf etsin ki onun tarafından sevilmediğini. Anladı hem de çok iyi ama seninde anlamanı bekliyor şimdi. Anladı ve anladığı çok hoşuna gitti, bırakayım devam etsin diyor. Anladı ama konduramadı kendisine. Anladı ama zamana bırakayım dedi. Anladı doğru zamanı, doğru yeri bekliyor anladığını söylemek için. Yada anlamadı….

Tekrar kurmalı kelimeleri şimdi, inşa etmeli özenle. Saklamalı gerçek anlamları arkalara, çok gerilere. Hadi yeniden başlayalım oynamaya. Sen bilmiyormuş gibi yapmaya devam et. Bende bilmiyormuşsun gibi anlatmaya ne kadar önemli olduğunu benim için. Sen hiçbir çağrıya cevap verme. Ben ise, o hep sofistike gördüğün cümlelerimin arkasından sesleneyim adınla. Adının yanına adımı ekleyerek.